105 yıl önce kurulan diplomatik ilişkiler Türkiye ile Rusya arasında derin kökler atarken, iki ülke arasındaki etkileşim günümüzde de siyasi, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla dikkat çekiyor. Bu ilişkilerin tarihi, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanmakta olup, iki ülke arasındaki işbirliği ve rekabet, zaman içinde farklı evreler geçirmiştir. Bugün ise Türkiye ile Rusya’nın ilişkileri, bölgesel dengeleri şekillendiren ve uluslararası arenada önemli bir örnek teşkil eden bir yapıya dönüşmüş durumda. Bu 105’inci yıl dolayısıyla, ilişkilerin dinamiklerinin yanı sıra geleceğine yönelik olasılıklara da bir göz atmak önem taşıyor.
Türkiye ile Rusya, ilk diplomatik ilişkilerini 1920'lerde başlatmış olsa da, iki ülke arasındaki etkileşim çok daha eski tarihlere dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, iki tarafın çoğu zaman rakip olarak karşı karşıya geldiğini görmekteyiz. Ancak zamanla bu siyasi çekişmeler yerini ekonomik işbirnessine ve karşılıklı ticarete bırakmıştır. Günümüzde Türkiye-Rusya ilişkileri, her iki ülke için de stratejik bir öneme sahip. Enerji alanında işbirliğinden, bölgesel güvenliğe kadar birçok başlık altında iki ülkenin bir arada nasıl hareket ettiği, uluslararası politikada yeni dinamikler ortaya koymaktadır.
Özellikle son yıllarda Suriye, Libya ve Karabağ gibi bölgesel krizlerdeki ortak tutumları, Türkiye-Rusya ilişkilerini daha da önemli kılmaktadır. Her iki ülke, kendi ulusal çıkarlarını gözeterek, çoğu zaman farklı taraflarda yer alsalar da, birbirlerini dengeleme noktasında da işbirliği yapmaktadır. Bunun en bariz örneğini Suriye politikalarında görmekteyiz. Türkiye, PKK ve YPG unsurlarıyla mücadele ederken, Rusya ise Esad rejimine verdiği destekle bu durumu dengelemektedir. Her iki ülke de zaman zaman birbirleriyle kriz yaşasa da, diplomatik kanallar aracılığıyla bu sorunları aşmayı başardılar.
Gelecekte Türkiye-Rusya ilişkilerinin nasıl bir seyir izleyeceği, birçok faktöre bağlı olarak şekillenecektir. Öncelikle, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin derinleşmesi, ilişkilerin kalıcılığı için kritik bir öneme sahiptir. Enerji sektöründeki iş birlikleri, özellikle Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santrali gibi projeler, iki ülkenin ekonomik bağlarını kuvvetlendirirken, ticaret hacminin de artmasına katkı sağlamaktadır. Ancak, ABD ve Avrupa Birliği'nin Türkiye üzerindeki baskıları, Rusya ile ilişkileri etkileyebilir. Bu bağlamda Türkiye'nin dış politikada nasıl bir denge kuracağı, gelecekteki ilişkilerin seyrine belirleyici olacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye ve Rusya'nın 105 yıllık diplomatik ilişkileri, iki ülke için de pek çok fırsat ve mümkün kılan zorluklar barındırmaktadır. İki ülkenin dostlukları ve rekabetleri, uluslararası dengelerin kardeşleştiği bir alanda sürekli olarak evrilmektedir. Bu sebeple, önümüzdeki yıllarda Türkiye-Rusya ilişkilerinin yoğun bir şekilde takip edilmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu süre zarfında, her iki devletin siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda daha derinlemesine işbirlikleri kurup kurmayacağı, dünya üzerindeki güç dengeleri açısından belirleyici bir unsur olacaktır.