Son günlerde Orta Doğu'daki gerilimler tırmanırken, İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, Suriye’ye yönelik askeri saldırı planlarını onayladığını duyurdu. Bu durum, bölgedeki güvenlik dengelerini derinden etkileme potansiyeline sahip. Suriye'deki iç savaşın yanı sıra, İran'ın Suriye topraklarındaki etkinliğini artırması ve Hizbullah’ın sınır ötesi tehditleri, İsrail’in bölgesel güvenliği artırma çabalarını meşrulaştıran unsurlar arasında yer alıyor. Genelkurmay Başkanı Kochavi’nin bu kritik açıklaması, hem yerel hem de uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti. Peki, İsrail’in Suriye’ye yönelik planları neleri içeriyor ve bu durum Orta Doğu'daki dengeleri nasıl etkileyebilir?
İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri eylemlerinde genellikle belirli harita hedefleri, askeri tesisler, silah depoları ve İran’a ait unsurlar ön plana çıkıyor. Kochavi'nin yaptığı açıklamada, Suriye’de bulunan İran destekli grupların tehdit oluşturduğu ve bu tehditlerin bertaraf edilmesi gerektiği vurgulandı. Askeri stratejinin arkasında yatan nedenler arasında, bölgedeki İran etkisinin kırılması ve İsrail’in ulusal güvenliğini sağlamlaştırma arzusu yatıyor. Son yıllarda İsrail, Suriye’ye yönelik birçok hava saldırısı gerçekleştirdi; bu operasyonlar, genellikle İran’ın Suriye topraklarını silah deposu ve üs olarak kullanma çabalarını engellemeyi amaçlıyor.
İsrail ordusu, gerek hava kuvvetleri gerekse istihbarat birimleri ile bu hedeflere ulaşmak için son derece detaylı ve komplike planlar oluşturmuş durumda. Özellikle İHA (İnsansız Hava Aracı) kullanımı, Suriye’deki hedeflerin tespit edilmesi ve etkili bir şekilde vurulmasında önemli bir rol oynuyor. İran’ın Suriye’deki askeri varlığını ve bunun yanında Hizbullah’ın da rolünü arttırdığını düşünen İsrail, yurt güvenliğini sağlamak için bu operasyonları “önleyici savaş” perspektifiyle yürütüyor.
İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırı planları, sadece bölgedeki güç dengelerini değil, aynı zamanda uluslararası siyaseti de etkileyebilir. Suriye’nin yanında duran İran ve Rusya gibi ülkelerin, İsrail’in bu eylemlerine karşı nasıl bir tepki vereceği merak konusu. Özellikle Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı, olası bir İsrail operasyonu sonrasında çatışma ihtimallerini artırabilir. 2020’den bu yana, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları sonrasında Rusya’nın askeri müdahaleleri sınırlı kalmıştı. Ancak yeni planların devreye girmesi, bu dengelerin yeniden gözden geçirilmesine neden olabilir.
Ayrıca, uluslararası toplumun bu duruma tepkisi de oldukça önemli. Suriye’de ateşkes sağlanması için sürdürülen diplomatik girişimlerin etkisi açısından, İsrail’in bu hamleleri, barış süreçlerini zorlaştırma potansiyeline sahip. Birçok ülke, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin, İsrail’e verdiği destek nedeniyle, Orta Doğu’daki bu tür saldırılar uluslararası alanda tartışmalara yol açabilir.
Sonuç olarak, İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi'nin onayladığı Suriye’ye yönelik saldırı planları, bölgedeki güvenlik dinamiklerini değiştirirken, uluslararası ilişkilerde de yeni bir çatışma alanı yaratma ihtimalini beraberinde getiriyor. Ancak, bu sürecin nasıl gelişeceği, zamanla netlik kazanacak. Yeni gelişmeleri takip etmek için gözler Orta Doğu’da olacak.